Gençlik ve Spor Bakanlığı; Spor Genel Müdürlüğü Spor Eğitimi Dairesi Başkanlığı bünyesinde ‘Spor Eğitimi ve Bilim Kurulu' oluşturdu. Bakanlığın sitesindeki açıklamaya göre kurulun amacı şu:
Türk sporunun uluslararası standartlara uygun şekilde geniş kitlelere yaygınlaştırılması ve başarı elde edilebilmesi başta olmak üzere, sporla ilgili her türlü konuda görüş oluşturmak ve spor bilimlerinden en ileri düzeyde destek alabilmek.
Kurul, ilk toplantısını da gerçekleştirdi.
Ancak… Kurulun kimlerden oluştuğu ve özelliklerinin ne olduğu hakkında bilgi yok.
Bakanlığın açıklamasında “Çeşitli üniversitelerin akademisyenlerinden oluşan kurul üyelerine Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı'nın bünyesinde bulunan ölçme ve değerlendirme cihazları tanıtıldı” deniyor ve cihazların ilgiyle incelendiği vurgulanıyor!
Kim bu ilgiyle cihaz inceleyen akademisyenler, ne kadar sporun içindeler, belli değil.
Merak ediyorum; bu akademisyenler, PyeongChang 2018 Kış Olimpiyatları'nı izliyor mu?
Örneğin…
Eritreli sporcunun bizimkini geçtiğini…
Kızakta Nijeryalı'nın, bobsled'de Jamaikalıların yarıştığını…
Luge'un, skeleton'un ne olduğunu… 15 yaşındaki olimpiyat şampiyonunu…
Yeni Zelanda'nın, Liechtenstein'ın madalya aldığını…
4 bin nüfuslu bir kasabada doğup büyüyen Norveçli'nin şampiyon olduğunu…
ABD'de olimpiyatın yayıncı kuruluşunun, geçen cumartesi oyunları sadece 23 milyon kişi izledi diye ağladığını!..
Dijital ve sosyal medya dahil olimpiyatların 1 haftada 212 milyon kişi tarafından izlendiğini…
Oyunların ev sahibi PyeongChang'ın nüfusunun 43.700 olduğunu…
Olimpiyatların 12.9 milyar dolara mal edildiğini, altyapı maliyetinin 6 milyar dolara yaklaştığını…
Biliyorlar mı?
Biliyorlarsa diyeceğim şudur:
Türkiye ileride spor ülkesi olabilir. Ama korkum şu: Kadınlar spor yaparken tahrik olan sapıklar olduğu sürece, biraz zor!