Gençlerbirliği maçına son noktayı koyarak başladı Aykut Hoca: “Valbuena bu takımda kolektif oyunun parçası olduğu zaman hep oynar…” Çünkü Fenerbahçe Teknik Direktörü her futbolcuya, ‘sistemim içinde kıvrak ve yıldız olun' diyor.
Her oyuncudan yeteneğini takım oyunu içinde göstermesini istiyor ve bunda da haklı… Gençlerbirliği maçında zaman zaman parlayan ama kaybettiği toplarla rakibe fırsat veren bir Valbuena vardı, Dirar'a akıl dolu pasıyla attırdığı gol ise yıldızlara yaraşırdı.
Fransız yıldızın hocasının isteklerine zaman içinde uyacağını gördük… Gelelim maçın hikâyesine… Diyecektik… Yine dört gün önce açıklamalarıyla gündemi değiştiren Aykut Hoca'yı haklı çıkaran (Ne benim ne de futbolcuların hakemler de dahil bu organizasyonu geçmemiz zor) bir Mete Kalkavan seyrettik.
Gençlerbirliği'nin oyuncusu Kamal Issah'ı ikinci sarıdan cezalandırmadı. Bunu gören Ümit Özat Hoca oyuncusunu kenara aldı ve takımını on kişi oynamaktan kurtardı! Gelelim maça…
Yüksek tempo ve coşku vardı
Yine coşkulu ve yüksek tempoda başladı sarı-lacivert forma oyuna. Soldado ve Alper'le iki direk, bunların dışında kaçan fırsatlarla Gençlerbirliği'ne aynı Trabzon maçında olduğu gibi göz açtırmadı. Josef bu maçın da gizli kahramanıydı ve makinenin en önemli dişlisiydi. Gençlerbirliği'nin, artık klasikleşmiş Fenerbahçe golüyle (Bireysel hata ve Dirar'ın kalesine attığı gol) öne geçmesi de sarı-lacivertlilerin oyununu bozmadı.
Alper-Dirar'ın golleriyle öne de geçildi. Bu dakikadan sonra maçı kazandım havasıyla oynayan Fenerbahçeli futbolcuların rehavetini ise Milinkovic affetmedi… Aykut Kocaman'ın iki hamlesi, Aatıfve Eljif'le biraz toparlanan ev sahibi ekip maçı koparamadı ve şampiyonluk iyice uzaklaştı.
Son söz: Bu lig bu hakemlerle zor biter ya da erken…